1 Şubat 2014 Cumartesi

Dün gittiğin yollar bugünün vardığı yerlerdir

"Kazanalım da nasıl kazanırsak kazanalım." diyenlerin lafı içime oturuyor. Onu düşünüyorum. Hani maç başlamadan "3 puan bizim olsun da isterse yarım gol farkla." diyenlere kızgınlığıma göre bu fikir beni çıldırtmaya yakın ediyor dersem yalan olmaz.

Hiç öyle şey olur mu allahaşkına? "Aman biri bizi kurtarsın." diye '70lerin ikinci yarısını yana yakıla geçirmedik mi? Sonra da o Eylül darbesini ya...
şayınca "Yahu, iyi de, kurtarıcıdan nasıl kurtulacağız?" deyip durmadık mı?

Sosyal olaylar kaotik. Siyaset kaotik. İnsan davranışı kaotik. Kaosun bütün özelliklerini gösterirler bunlar. Özellikler arasında en bilineni de, yaşanan sonucun ta geriden beri gelinen yoldan bağımsız olamayışıdır. Hani şu ünlü "Kelebek etkisi" dedikleri. Bir hamle ile güzergahta yol değişir, bir süre sonra acısı çıkar.

Hep buna inandım. Demokratik olmayan yoldan demokrasi, saygı gösterilmeyen ortamdan karşılıklı anlayış, "bir defadan bir şeycik olmaz"dan hukuk, "üç kuruş için değmez"lerden sistem çıkmaz.

Benim gibi sıradan biri bile bu kadar düşünürken, benden çok daha büyük sorumluluk almış, güven duyulan, yetki, ekip ve bilgi sahipleri çok daha derin düşünüyordur herhalde...Umarım... Yolun nereye götüreceğini asla kesin olarak bilemezsin. Tek bilebileceğin olası olanlardır. Kaos öyle diyor
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder